Adım Gülkız . Fakat hiçbir zaman adımı manasıyla taşıyamadım. Çoğu kadın gibi çocuk denecek yaşta evlendirildim. O adama verildiğim gün babamın anneme; ‘Ne yapayım işte. Evden bir boğaz eksilsin’ dediğini duydum. Benim eksilen boğazım babamı zengin etmedi ama geldiğim eve sekiz boğazda ben getirdim. Doğurduğum her bebenin utancını ben yaşadım. ‘Çocuk rızkıyla gelir’ dedim her defasında ancak, gelen her çocukla sefaletimiz biraz daha arttı. Ve bir gün sekiz çocukla birlikte hayatın ortasında bir başıma kaldım. Kocamın öldüğünü sanmayın, kaçtı. Arada haberi geliyor, yaşıyormuş. Doğurduğum her çocuk gerçekten sadece benimmiş, onu anladım.
Kışı sevmem, üşür çocuklarım. Geçenlerde oturma odasının camı kırıldı, yastık bastım soğuk gelmesin diye. Ben değil, onlar üşüyünce benim gözüm ağrıyor. En çok Ramazan Ayı’nı seviyorum. Büyük olan çocuklarıma oruç tutturuyorum. Gündüz boğazları eksiliyor, diğerlerine yediriyorum. İki kızımı geçen sene peş peşe evlendirdim. Benim evlendiğim yaştalardı. Boğazları eksilsin diye değil, daha rahat yaşasınlar diye. Olmadı. İkisi de yüklüymüş. Çok iş yaptırıyorlarmış kızlarıma. Benim kaderimi yaşatıyorum onlara da. Bana hiç Gülkız demedi, soyadını terk edemediğim kocam. Sadece ‘kız’ diye seslenirdi. Benim kızlarıma da aynı babaları gibi sesleniyormuş kocaları. Oysa çok güzel isimler koymuştum ben kuzularıma. Duygu, Özlem.
Boğazımız hiç eksilmedi baba. Oradaki düğüm her geçen gün büyüdükçe büyüdü….
…………………..
Adım Firdevs. Üniversite mezunu bir sağlık çalışanıyım. Eşim de aynı sektörde. Çok severek evlendik. Okulun son senesinde tanıştık. Aynı memleketli değiliz fakat evlenince eşimin memleketine tayin istedik. Öyle olması gerekiyormuş. Her şey güzel başlamıştı. Çalışan bir gelin aldığı için iltifatlar alıyordu kayınvalidem. Uyumda sağlamıştım aslında, ta ki üçüncü kızımı kucağıma alıncaya kadar. Herkesi anlardım da, sağlıkçı olan eşimin yaptığı çıkışlar hayattan soğutmaya başladı beni. Her şeye yetişmeye çalıştığım bir gün, bebeğimi susturmaya gücüm yetmediğinde, ‘sustur şu veledi artık’ diyerek yüzüme değil, yüreğime inen o tokadın acısı, hala aynı yerde duruyor. Birde mutfakta kayınvalidemin eşime, ‘Bilmem kimlerin büyük kızı ikiz oğlan doğurmuş. Küçük bacısını sana isteyem mi?’ dediğini duyduğumdaki acı. Çareyi Ege’ye tayin istemekte bulduk, yıllar sonra, benim direncimle.
Şimdi üç kızım da evli. İki kız torunumuz var. Dedeleri parka götürür, saatlerce inmezler omzundan. Kızlar babalarına sitem eder bazen, ‘torunlarına verdiğin emek kadar bize hiç emek vermedin’ diye. En çokta küçük kızımızı sever eşim. Sesi çok güzeldir onun. ‘Haydi kızım bana bir türkü söyle de, dinleyeyim’ der babası. İşte o zaman yüreğimdeki parmak izlerinin yeri tekrar sızlamaya başlar…
Ve daha niceleri… Bunlar hayatta kalıp hikâyelerini anlatabilenler. Birde sonsuza kadar susturulan kadınların hikâyesi var.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamamıza gerek kalmayacak günlere ulaşmak dileğiyle… Çözüm sizde…
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(11)Nilgün taşçı - Bunlar nasıl hikâyeler böyle. Ağlamaktan okuyamadım. Ve kaçıncı okuyuşum bilmiyorum ama sanırım bir kaç kere daha okuyacağım. Resmen o hayatları yaşatmışınız bize. Teşekkürler meltem hanım
Samsa - "Kışı sevmem, üşür çocuklarım. Geçenlerde oturma odasının camı kırıldı, yastık bastım soğuk gelmesin diye. Ben değil, onlar üşüyünce benim gözüm ağrıyor."
"sustur şu veledi artık diyerek yüzüme değil, yüreğime inen o tokadın acısı, hala aynı yerde."
Yolları sadece hayatın acılarında kesişen iki kadın hikayesi. Görünürde iki kadın. Aslında kadınlarımızın hikayesi. Çok söze gerek yok.
Bu kalem, geleceğin öykü yazarını işaret ediyor.
Bu kalem, güçlü bir sesin duygu dolu fısıltılarını taşıyor.,
Bekliyorum...
Beyhan KILIÇ - SEVGİNİN, UMUDUN, ÇİLENİN VE FEDAKARLIĞIN KAHRAMANLARI OLAN KADINLAR İLE İLGİLİ YAZINIZ TÜM KADINLARIN HİSLERİNE TERCÜMAN OLMUŞ. TEBRİK EDERİM. BU VESİLEYLE , DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ ARACILIĞINIZLA KUTLUYORUM.
M.E - Meltem Hanım yazıyı okurken gözlerim doldu.Elinize sağlık.
Hamit Güven - Yüreğine sağlık Meltem hanım,dünya kadınlar gününde ülkemizin can alıcı öyle bir damarına basmışınız ki duygulanmamak içten değil. Gülkız hanım gibi hatta daha beter bir hayatları yaşayan sayısız kadınlarımız kardeşlerimiz var, ama ne yazık ki bunlar sonuncu değil, daha da artmakta ne bir dur diyen var nede çözüm bulan devlet büyüklerimiz.Hep günü yaşama sevdasına takılmış halkımız, bilmem nereye kadar gidilecekse...
Nihat - Bir erkek olarak bu hikâyeleri okurken utandım. Hemcinslerimin bu kutsal varlıklara davranış şekline bakınca onlara insan demek gelmiyor içimden. Lütfen beyler onlar bizim baştacımız. Kaleminize sağlık meltem hanım
Sevda - Okurken duygulanmamak mümkün değil,maalesef ki böyle hayatlar çok ama böyle hayatları da bitirmek bizim ellerimizde.Çözüm her zaman vardır yeter ki kalpten isteyelim...
Meltem hanım her yazınız boğazımızda düğüm ,gözler yaşlı,cam kırıkları gibi yazdıklarınız her hecesi yüreğimize işliyor.Ellerinize,yüreğinize sağlık...
Adil Yanık - İtiraf etmeliyim ki biz erkek değil insan olmayı becerebildiğimiz zaman inanıyorum ki hayat iki cins için de daha iyi olacaktır.Kaleminize, ellerinize sağlık,bu duygu yüklü yazı için teşekkür ederim.
Nevin Erden - Her yanımız bu gerçek yaşanmışlıklarla dolu.. kaleme almak bambaşka bir duyarlılıktır.
Yüreğinize, kaleminize sağlık, kutluyorum..
M.E - MELTEM HANIM YENİ YAZILARINIZI BEKLİYORUZ.SELAMLAR
Meltem Bölükbaşı - Güzel yazıların için teşekkürler meltem cigim
Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA), Anka Haber Ajansı (ANKA) tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.