Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Elbistan Şubesi’nin, her Muharrem ayında geleneksel hale getirdiki aşure günü etkinliğine, Elbistan Esnaflar ve Bakkallar Odası Başkanı Kemal Şahin, Alevi kanaat önderi Garip Bozkurt Dede, mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Elbistan Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Cimikoğlu, haklı ile haksızın, zalim ile mazlumun, doğru ile yanlışın savaşının hiç bitmeyeceğinin altını çizdi.
Cimikoğlu, “Muharrem ayının inancımızdaki yerini özel kılan olaylardan biri de matem ayı olmasıdır. Matem çok sevilen ve çok değerli olan bir şeye veya bir veya bir kimseyi kaybetmenin verdiği acıyı En ileri düzeyde hissetmenin adıdır. Bu ay Alevi-Bektaşilerin yani gerçek müminlerin matemidir. Çünkü bu aya Yüce Peygamberimizin torunu Hz. İmam Hüseyin ve ikrar verenlerinin Kerbela’da hunharca katledildikleri aydır. Kerbela, zulmü insanlık tarihinin utanç sayfalarından biridir. İnsanlık Kerbela’da çok değerli bir varlığını zulme kurban vermiştir. Peygamberler sultanı Hz. Muhammed’in ehlibeytinin kan ağladığı, mübarek bedenlerinin yere serildiği, başlarının mızrak ucunda gezdirildiği tüm Müslümanların namusu olan ehlibeyt kadınlarının çırılçıplak develer üzerinde perişan edildiği ay olan Muharrem ayında yer ve gökler baştanbaşa karalar bağlamış, mateme bürünmüştür. Bu ay gerçek müminlerin ehlibeyte bağlandıkları, zalimlere muhalefet ettikleri bir aydı bu ay” dedi.
Bu ayda matem tutmanın yezitlere olan öfkenin yüzyıllar sonra bile tükenmediğini göstermek demek olduğundan bahseden Cimikoğlu,“ Bir tarafta adaletin, hakkın, şerefin, kahramanlığın temsilcisi İmam Hüseyin ve yol yarenleri, diğer tarafta ise zalim Yezidin katilleri. İşte bu ay da matem tutmak yezitlere öfkemizin yüzyıllar sonra bile tükenmediğini göstermek demektir. Kerbela kıyamı kahramanlığın, yiğitliğin, haysiyetin ve zulme isyanın öğretildiği bir okul gibidir. Hz. Hüseyin’de bu kahramanlığı ve adaletin temsili olan ışığı hiç sönmeyecek müminlerin kurtuluş çerağı olacaktır. Sonuç olarak tüm insanlar Alevi’siyle, Sünni’siyle, Çerkes’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla birlikte Kerbela’yı hatırlasalardı. Kerbela’nın acısını paylaşabilselerdi. Hz. Hüseyin’in hatırına bir araya gelip ellerini semaya açabilselerdi. Dostluk için kardeşlik iyi olmaz mıydı?
Bugün buraya insanlık tarihinin en acı olaylardan birinin yeniden anmak için tekrar bir araya geldik. İnsanoğlunun bundan ders çıkarması lazım herkes içindeki yezidi öldürürse, işte o zaman Hz. Hüseyin’i yaşatırız ve onu anlarız. Ne mutlu yüreğinde o insanlık ışığını söndürmeyenlere, Yüce Tanrı yaptığımız tüm ibadetleri kabul etsin. Tüm ehlibeytin şefaati üzerinde olsun” sözlerini ekleyerek sonlandırdı.
Daha sonra söz alan Alevi kanaat önderi Garip Bozkurt Dede ise, Alevilik inancının yaşamı kutsadığına değindi.
Bozkurt, “Alevilerin inançları çok eskidir. Kadimdir. Alevilerin inanç ve ibadetlerinin yok sayılmasını istemiyoruz. Aleviler binlerce yıldır, kendi mahkemelerinde davalarını çözmüşlerdir. İkrar verip dönmemişler. Hak kelamını rehber edindik biz. Aleviler, dünyanın aydınlık yüzleridir. Alevi’den zarar gelmez, Alevi can incitmez. Alevilik inancı yaşamı kutsayan bir inançtır. İçinde bulunduğumuz Muharrem ayı, hak için bedenin, özün, sözün terbiye edildiği aydır. AleviliBu ayda oruç Allah için tutulur; yas ise Kerbela’da Hz. Hüseyin için, fahri kainat Muhammed Mustafa’nın ailesi için tutulur” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Alevi kanaat önderi Garip Bozkurt Dede, aşure duasını yaptı. Duanın akabinde katılımcılara aşure ikramı yapıldı. Program, ezgiler ve türkülerle devam etti.