(2. 3. 4. 5. 6. DÖNEM MİLLETVEKİLİ H. MEHMET ERTEN)
H. Mehmet ERTEN
H. Mehmet Erten, 1886"da Elbistan"da doğdu. Elbistan"ın köklü ailelerinden, şimdi soyadları ERTEN olarak anılan Hacıhaliloğulları"na mensup, tüccar Kürklü Mehmet Efendi ile Sofular ailesinden Hatice Hanım"ın oğludur. Rüştiyeyi bitirdi. Bir müddet babasıyla ziraatçılık ve tüccarlık yaptı. Elbistan"ın bir başka köklü ailesi Nakiplere mensup Mehmet Ağa"nın kızı Feleknaz Hanım(1)la evlendi. Bu evliliğinden Lütfiye ve Makbule adında iki kızları oldu. Cumhuriyet öncesinde Elbistan Bidayet Mahkemesi Deavî Meclis Üyeliği yaptı. Maraş"ın işgale karşı direnişine destek amacıyla Elbistan"da kurulan Müdafaayı Hukuk Cemiyetinde görev aldı. Atatürk tarafından 1. 2. 3. 4. 5. ve 6. dönem Milletvekili olarak TBMM"ne seçildi. Bunlardan 1. Meclise istifa ederek katılmadı; ama 2. 3. 4. 5. ve 6. dönem meclislerde Maraş (Elbistan) milletvekili olarak görev yaptı. 1. Meclise katılmayınca yerine milletvekili olarak Maraş"ın kurtuluş mücadelesinin lideri Arslan Toğuzata(2) davet edildi.
Eşi Feleknaz Hanım"ın şiirlerinden bazılarında geçen "Oğlansızlık tarafından baban çevirdi yüzün" gibi mısralardan da anlaşılacağı üzere H. Mehmet Efendi, uzun zamandır evli oldukları halde büyük ihtimal erkek evladının olmaması nedeniyle 1923"te 2. Meclise Maraş milletvekili seçilince hazırlığını yapıp eşini ve kızlarını evlerinde yüzüstü bırakıp İstanbul"a gitti. Gidiş o gidiş Orada kendine uygun bulduğu, üst düzey ve zengin insanlar arasında, lüks ve sürekli hazırdan tükettiren bir hayatı yaşamaya koyuldu.
H. Mehmet Erten"in 5. Dönem Milletvekili Kimlik Kartı
Milletvekilliği üst üste sürdü. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kasası (hazinesi), Osmanlıdan kalan borç ve kurtuluş savaşlarının da etkisiyle pek fakir düştüğünü yakinen bildiği için hazineye hatırı sayılır paralar vererek katkıda bulundu.
H. Mehmet Erten, oturanların sağdan ikincisi; parlamenter arkadaşlarıyla
Kısa zamanda Atatürk"ün yakın arkadaşları arasına girdiği gibi onun yemek ve eğlence masalarına sürekli davet edilenlerden biri oldu.
ATATÜRK"ÜN H. MEHMET ERTEN"E YARDIMI
H. Mehmet Efendi, bir dost meclisinde Muazzez Hanım"la tanıştı. Muazzez Hanım, çocukluğunda ailesi ve kız kardeşleri (Behiye ve Saliha Hanımlar) ile birlikte bayramlarda II. Abdülhamit"in elini öpmeye giden/gidebilen saray kökenli bir ailedendi. Kültürlü, görgülü iyi yetişmiş bir hanımdı.Tanıştıktan bir müddet sonra beğeni ve sevgilerini karşılıklı belirtince, H. Mehmet Efendi, birinci evliliğinden 20 yıl kadar sonra Muazzez Hanım"la ikinci evliliğini yapmak, başka bir deyişle resmen nikâhına almak istedi.. Muazzez Hanım"ın da böyle bir şartı olmalı ki resmî evlilik bir süre gerçekleşmedi; zira artık Medeni Kanun (1926) kabul edilmiş ve çok evlilik yasaklanmıştı. Kendisi hâlâ birinci eşi Feleknaz Hanım"la resmen evli görülüyordu. Çaresiz, durumu bir sohbet sırasında Atatürk"e açtı; o da ilgili makamlara emir vererek bu evlilik akdini Medeni Kanun"un kabulünden önceki bir tarihte yapılan evlilikmiş gibi gösterilmesini mümkün kıldı ve böylece resmen evlenmeleri gerçekleşti.Bu evliliklerinden çocukları olmadı.
Bu durumu daha sonra öğrenen birinci eşi Feleknaz Hanım, hayranı olduğu Atatürk"e gönüllenmeyecek; tam aksine o, vefat edince ağıt türü bir şiir yazacaktır. (Bu şiiri yazının sonunda bulacaksınız). Feleknaz Hanım"ın torun çocuklarından GülgunRuhsar Erten(3)"in işaret ettiği gibi "Feleknaz Hanım"ın, bu şiirinde, Ülkü, SabihaGökçen, Makbule Hanım'ın acıları ile özdeşleşmesi (Ataürk için yazılmış şiirler içinde, belki de bir ilk), bu yönüyle 'kadın araştırmaları' için ilginç bir çalışma konusu " olabilir.
"ERTEN" SOYADINI ATATÜRK VERDİ
Hacı Mehmet Efendi, çok zengin olan babası Kürklü Mehmet Efendi öldükten sonra onun gayrimenkullerini satarak yaşadı. Kışları Beyoğlu Tokatlayan Oteli, yazları Tarabya Tokatlıyan Oteli"nde vakit geçirdi. Neredeyse tüm Avrupa'yı gezdi; Monte Carlo'ya kumar oynamak amacıyla pek çok kez gitti. Mısır'da Kral Faruk ile tanıştı Dahası, uzun zamandır, güvenini, dostluğunu ve sevgisini kazanan Atatürk'ün poker oynarken masasında hep görmek istediği arkadaşı oldu; hatta eşi Muazzez Hanım"la birlikte Atatürk'ü Florya'da ziyaret eder, birlikte denize girerlerdi.
1934"te Soyadı Kanunu kabul edildikten sonra, H.Mehmet Efendi, bir sohbet sırasında dengine gelince Atatürk"ün;
Mehmet Bey, sizin soyadınız ERTEN olsun teklifini, elbette itirazsız ve memnuniyetle kabul etti
Bu nedenle, şimdi "ERTEN" soyadı taşıyanlar, belli etmeseler de soyadları ile ayrı bir gurur duyarlar.
-Devam edecek-
..
(1)Feleknaz Hanım: 1888"de Elbistan"da doğdu ve 1952"de yine Elbistan"da vefat etti. Şairdir. (Feleknaz Hanım, bu makaleden sonra yayınlanmak üzere ayrı bir yazıda ele alınmıştır)
(2)Arslan TOĞUZATA: Elbistan"ın bir köyü iken sonradan Göksun"a bağlanan Fındık"ta (H.302=1886) doğdu. 1858-1859 yıllarında Kafkasya"dan göç etmiş Toğuzata aşiretinin Maraş bölgesine yerleştirilen bir boyuna mensuptur. Hanımı Nazmiye Hanım"ın ifadesiyle, "Elbistan"ın Hacı Hazma Mahallesinden Jandarma ÇavuşuÇerkez Hasan Beyzâde Abdullah Efendi ile Nazire Hanım"ın oğludur. "İlkokul ve Rüştiyeyi Elbistan"da okuduktan sonra medrese tahsiline de burada devam ederek Arapça öğrendi. 1908"de Halep Polis Okuluna gitti ve oradan "komiser yardımcısı" olarak mezun oldu. Tüm resmî evraklarında "Memleketi: Elbistan" kaydı vardır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Trablusşam Polis Başkomiseri ve Sahil Casusu Mücadelesi vazifesinde iken, Mondros Mütarekesinden (1918) sonra Osmanlı Devleti'nin yöreden çekilmesi üzerine Maraş"a döndü. Maraş'ta Fransız işgaline karşı Müdafaa-i Hukuk teşkilatını kurarak Milli Kuvvetlerin komutanlığını üstlendi. Maraş direnişinin lideri ve sembol ismidir. Savaş sonunda, Atatürk tarafından, "Üstün Hizmet Belgesi" ile taltif edildi. Elbistanlı H. Mehmet Erten seçildiği halde istifa ederek 1. Meclise katılmayınca yerine milletvekili olarak davet edildi. Son yıllarını kurduğu çiftliğinde münzevi halde geçirdi ve 7 Haziran 1963 tarihinde vefat etti.
(3) Gülgûn Ruhsar ERTEN: 01 Eylül 1959 tarihinde Elbistan'da doğdu. Babası Mustafa Fevzi Erten, annesi Hacer Hanım"dır. İlk, orta, lise eğitimini Elbistan'da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini (1985) bitirdi. Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı (Women's Library and Information Center)'nın başından beri kuruluş çalışmalarında bulundu, vakıf senedini hazırladı ve bir süre vakfın hukuk müşavirliğini yaptı. Halen İstanbul'da serbest avukat olarak mesleğini sürdürüyor. (Gülgun Ruhsar Hanım"a bu yazıya yaptığı olağanüstü katkılarından dolayı teşekkür ederim. A.B.)
05054985951
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.