Alttan gelen var mı?

İki hafta kadar önce değerli bir ziyaret için Kahramanmaraş organize sanayi bölgesindeydim. Misafir olduğum işletme üç vardiya çalışan ve tekstil ürünleri üreten bir fabrikaydı. Görmek ve bir konu hakkında değerli fikirlerini almak için gittiğim ağabeyim işletmeden de sorumlu olduğu için aynı anda 3-4 kişi ile birlikte ilgilenmek mecburiyetinde kalıyordu.

Davet edildiğim ağabeyimin ofisinde işletmenin makinalarının bakımını yapan bir firmanın temsilcisi, başka bir bakım firmasının ustası ve ben oturuyorduk. Tanışma sohbetleri ve hâl- hatır sorma kısmını tamamladıktan sonra samimi bir ortam oluştu. Sektör sıkıntıları, gereksinimleri, nasıl düzeltilebileceği fikirlerini konuşmaya başladık. Konu konuyu açarken konuşmamız son birkaç aydır iş için ziyaret ettiğim diğer iş yerlerinde de kulak misafiri olduğum ve bazen konuşmalara müdahil olduğum bu yazıma da konu olan alttan kimsenin yetişmediği! kelamına geldi. Ağız birliği etmiş gibi gittiğim her ortamda firma yetkilileri, ustalar, esnaflar, tamirciler hep aynı şeyi söyler olmuşlar; Yeni eleman bulmakta sıkıntı yaşıyorlar… Nasıl olduğuna bende şaşırıyorum sevgili okurlar, okullar mezun veriyor, ülke nüfusu artıyor, teknoloji gelişiyor ve işler kolaylaşıyor ancak her sektörde eleman sıkıntısı baş göstermiş durumda. Çay ocağında bile çay dağıtımı yapacak eleman yok! Çay ocağı sahibi; Yarın bu genç te giderse hem ocağa bakıp hem çay dağıtmam gerekecek diyor. Oto sanayine gidiyorum yine durum aynı. Gittiğim yerlerde hep aynı suretler ile karşılaşıyorum yeni tanışacağım insanlara bakıyorum yoklar gerçekten de alttan yetişip gelen neredeyse yok. Peki nerede bu gençler?

Sormaya başladım sonra, emek ağır işlerde artık ‘çalışma arkadaşı’ arama dönemi gerçekten bitiyor. Genç beyinlerin etkilendiği hayat tarzında çıraklık, sabır etme, yükselme ve ustalaşma döngüsü git gide kırılmış durumda ve gençler en kısa yoldan ‘zengin’ olma güdüsü ile hareket ediyorlar. Güdü diyorum çünkü işlenecek ve gelişecek beyinlerini sadece maddi zenginlik hırsı ile doldurdukları için diğer konularda sadece içgüdüleri ile hareket etmeye başlamış durumdalar.

Evet çalışıyorlar ancak sadece ihtiyaçlarını giderene kadar, sonra bir boşluk döngüsü oluşuyor hayatlarında, ellerine geçen parayı blok zinciri sanal paralara yatırıyorlar ve çalışmadan yüksek kazanç arzuluyorlar. Çalışma hayatında zorlanma ve stres durumları karşısında işi kişisel haklara getirip hemen işten ve çalışmaktan vaz geçiyorlar istifa ediyorlar. 12 yıllık temel eğitim sonrası hayata başlamaya çalışanların durumu daha fena, yaşlarının getirdiği zihin yapısından dolayı çıraklık gibi evreleri yaşamayı hiç kabullenemiyorlar. İşte bu durum nitelikli iş gücü oluşumunu olumsuz yönde etkiliyor. Bu gençler elbette ekonomik sisteme dahil oluyorlar ileride, fakat amaç sadece para kazanmak olarak görüldüğü için hizmet sektöründen ileri gidemiyorlar ve teknik gerektiren iş gücümüzün nitelik kısmı vasat seviyesini aşamıyor. Bu kısır döngü ile de bir türlü aşacak gibi görünmüyor. Bir örnek verirsem; Yine fabrikadaki konuşmamızda, bakım firmasında çalışan usta arkadaş çok basit bir bobin değiştirdiğini fakat değişen bu elektrikli parçanın basit yapılı olmasına rağmen dışarıdan ithal geldiğini söyledi. Belki bu parçanın yurt içinde üretimi mevcut teknoloji ile yapılabilir fakat özgüveni ve öz disiplini hiç gelişmemiş bu insan sermayemiz işte bu üretime engel oluyor.

Hayata başlangıç yapmaktan, çıraklık yapmaktan, egosunun zedeleneceğinden korkan fakat her konuda bilgi sahibi gibi görünen bu gencimiz bu kez ailesine yük olma noktasına geliyor ve emekli olduğu halde çalışan babalar hatta dedeler ekonomik sistem içerisinde görülmeye başlanıyor. Bu gençlere destek verme zorunda kalan önceki nesiller maalesef çalışarak emeklilik geçiriyorlar. Sıkıntı sadece onlara değil toplumumuza yansıyor. Katma değerli insanın çok olması ve katma değer üretebilir olması o toplumun ekonomik olarak refah içerisinde olabilmesini sağlayan temel şarttır. Ekonomik refahtan kastımda sadece çok paranın herkeste olması değil mental ve fiziki yaşam standartlarının yüksek olması manasındadır. Çok para sahibi ancak üretimin sıfır olduğu Arap ekonomileri insan gücü niteliği bakımından sıfırdır mesela. Sözün özü geldiğimiz noktada durum yeni bir eğitim yaklaşımı ve buna ek istihdam yaklaşımı ile 10 yıl içerisinde çözüme kavuşabilir (Daha erken olmasını beklemeyin), belki o zaman emekli olan sanatkarlarımız tekrar iş bulma derdine düşmezler ve her yıl iyi bir tatile çıkabilirler. İyi okumalar…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aykut Yıldırım - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

02

Veli ÇİÇEK - Emeğinize sağlık Aykut bey çok güzel tesbit ve Doğrular.....

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Ekim 19:38
01

M:Emin ELAGÖZ - Günümüzü ve yakın geleceğimizi ilgilendiren ciddi bir soruna parmak bastın ve çok doğru noktalara değindin. Verdiğini bilgiler gerçekten önemli. Kalemine sağlık. Selam ve sevgiler...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Ekim 19:38