ALLAH ACINIZI UNUTTURMASIN

Hayatın bana neler getireceğini bilmeden izliyordum salgın haberlerini. İş yerinde evde markette her yerde konu sadece salgındı. Korku, merak kimsenin neler olacağını bilmediği ama bol tahminli günler yaşıyorduk. Vaka sayılarına bakarken gördüğüm rakamdan ibaretti o zamanlar ta ki ateş benim ocağıma da düşene kadar. Diğer insanlara da üzülüyor duayı dilimden hiç eksik etmiyordum evet ama ateş düştüğü yeri gerçekten yakıyormuş.

Anneme babama bile gidemiyor telefonla her gün konuşuyordum. Ne kadar tedbirli olmaya çalışsam da onlara hastalık bulaştırmaktan çok korkuyordum. Nasıl oldu bilmiyorum annemle babam hastalandılar. Bedenim iş ve ev arasında gidip gelirken aklım hep onlardaydı. Babam ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı. Annem evde karantinada, babam hastanede.

Her gün anneme yemek götürüp kapısına bırakıyor, kapı arkasından sesini duyup cama çıkmasını söylüyordum. Apartmanın bahçesine iniyor cam da halsiz bir şekilde bana el salmak için bekleyen anneme öpücük atıp el sallayıp hastaneye gidiyordum gözyaşları içinde.

Hastaneye gittiğimde ağabeyimden aldım yoğun bakıma kaldırıldı haberini. Yanına girmek yasaktı, bahçede oturup dua ettim. Bahçede bir avuç hasta yakını, herkes birbirine bakıyor ama konuşmuyor. Gözlerde korku dillerde dua…

Birkaç gün sonra yine hastane bahçesinde ki nöbete ablamla gittiğimiz de ağabeyim ‘babamız entübe olmuş’ dedi. Salgınla hayatımıza giren duymayı hiç istemediğimiz o kelime. Birbirimize bakamadan sessizce oturduk bir süre. ‘Korktuğumuz başımıza gelmez inşallah’ dedi ablam. ‘Babam çok güçlüdür, eski toprak o, göreceksin çıkacak yoğun bakımdan’ dedim titreyen sesimle.

Gece saat 2’de çalan telefonla fırladım. Elim gitmedi çalan telefona kan çanağına dönmüş gözlerimle bakıp durdum. Bu saatte iyi haber verilmez ki…. Açmazsam belki her şey değişir dedim içimden. Eşim açtı telefonu konuşmadan karşı tarafı dinledi ve bana otur işareti yaptı. Ben nasıl oturayım ben ne yapayım babam gitmiş dedim konuşan kişinin ne dediğini duymadan. Eşim sarıldı bir şey demesine gerek kalmamıştı. Korktuğumuz şey başımıza gelmişti. Allah’ım yalvarırım rüya olsun, bu bir rüya derken buldum kendimi.

Hastaneye giderken bile görememiştim babamı. Yanına da almamışlardı. Hep iyileşecek artık yanına daha sık gideceğim diye kendi kendime her gün söz veriyordum. Elimden kayıp gideceğini bilemedim ki. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki,.

Anneme haberi ağabeyim vermişti. Tek başına bu acıyla nasıl başa çıkacaktı. Böylesi acı bir günde ne annemin ne de babamın yanındaydık. Evine gelip helallik almadan, yanağını, ellerini öpmeden son kez sarılmadan defnettiler. Ertesi gün tek başıma gittim mezarına. İnanmak ne kadar zor bizi bırakıp gittiğine…Hakkımız varsa helal olsun babam…

Mezarlık dönüşü apartmana girerken balkonda oturan Bekir amca beni görünce taziyelerini iletti. Teşekkür edip tam gidiyordum ki ‘Allah bu acınızı unutturmasın’ dedi. Başımla selam verip merdivenleri çıkmaya başladım. Bu lafı çok zoruma gitmişti ne demek unutturmasın böylesi bir acı unutulur muydu ki? Her an aklımızda yüreğimizde olan bu acı unutulur mu….

Karantina sürecini bitince babamın emanetini hemen bize getirdim. Onun yanında güçlü görünüp odaya çekilince ağlama krizlerini engelleyemiyordum. Annem de gece boyunca dua kitabı elinde yorgun düşene kadar okuyordu. Yanımızda ağlamadı hiç ama gözyaşlarını içine akıttığı her halinden anlaşılıyordu.

Babamın acısını yaşayamadan ablamın hastalandığı haberi geldi. Anneme ‘ablam genç ve kronik hastalığı yok, atlatacak göreceksin’ desem de için için korkmaya başlamıştım. Bu hastalık babamı almıştı bir ikinci kaybı hiçbirimiz kaldıramazdık.

Ablam hastaneye kaldırıldığı 2. gün beni aradı. Ekranda ismini görünce Allah’ım şükürler sana diyerek açtım telefonu. Sesi çok yorgun geliyordu. Kesik kesik konuşuyordu. Saatlerce koşmuş hali kalmamış sanki. Ablam iyi misin dedim? ‘Hepinizi çok seviyorum’ dedi ve el salladı ve kapattı telefonu. Evde ki herkes ayağa kalkmış, iyi haberler ver der gibi bana bakıyordu. Hepinize selamı var bizleri çok seviyormuş dedim.

Hemen odama gidip tekrar aradım. ‘Aradığınız kişiye ulaşılamıyor’ bu sese hiç bu kadar sinirlenmemiştim. Ablam iyi olacak, iyi olmasa telefon verirler mi dedim kendimi rahatlatmak için. İçimdeki sıkıntı gitmek bilmiyordu. O görüntüsü gözümün önündeydi hep. Eniştem ve yeğenlerimi aradım. Onlarında karantinaları biter bitmez yanıma alacağımı söyledim. ‘Teyze annem aradı’ dedi, nasıl sevinmişler yavrularım. ‘En kısa zamanda yanınıza da gelecek göreceksiniz canlarım benim’ dedim. Dolan gözlerimi görmesinler diye kapattım ekranı.

Bir vakitsiz çalan telefonla fırladık yataklarımızdan. Bende çalan telefona bakacak cesaret yoktu ve yine o en zor iş eşime düşmüştü. Telefonu alıp hızlıca çıktı odadan. Arkasından gidemedim tutuldu ayaklarım. Odaya girdiğinde ağlıyordu, ‘kötü bir şey söyleme sakın ne olur diye yalvardım. Ablamla akşam konuştum, kurban olurum o da gitti deme….. O an damarlarımda kan değil cam kırıkları dolaşmaya başladı. Her yerime battı cam kırıkları boğazıma, gözlerime, kalbime….

Allah’ın sabır ver diye dua ediyordum ki komşumuz olan amcanın ‘Allah bu acınızı unutturmasın’ lafı geldi aklıma. Ben babamın acısını unutup ablama yanmaya başlamıştım. Duyduğum zaman anlamadığım ve böyle söylediği için içimden de olsa amcaya sitem ettiğim için ne kadar utandım.

Ablamın o gece bana attığı son mesajı ben günler sonrasında gördüm ‘Çocuklarım sana emanet bacımmm’

Ateş çık artık evimizden. Düşmanımın evine bile girme…. Allah’ım bu acıyı unutturma bize ya Rabbi’m.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sevda Küçük - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

06

Sevim Albayram - Gözyaşları içinde okudum yazıyı. Rabbim başımızıdan defetsin bu kötü günleri

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Eylül 14:42
04

Rıdvan - Çok etkileyici ve günümüzü anlatan harika bir yazı olmuş ellerinize ve emeklerinize sağlık

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Eylül 14:42
03

M:Emin ELAGÖZ - Allah unutturmasın, Allah daha büyük acılar yaşatmasın. İşlediğin konu oldukça etkileyici. Gönlüne, kalemine sağlık.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Eylül 14:42
02

Mustafa - Daha sık yazın lütfen ilgiyle takip ediyoruz çok güzel

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Eylül 14:42
01

Berkay - Hayatın içinden; gözyaşları iner salkım salkım, bir yürekten başka bir yüreğe tutunur. Yüreğine sağlık...

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 10 Eylül 14:42