KÜRESEL SİSTEMİN SÖMÜRÜ DÜZENİ
İnsanlık tarihinin her döneminde farklı coğrafyalarda çeşitli devletler kurulmuş bazıları uzun yıllar varlığını sürdürürken bazıları da kısa sürede yıkılarak yok olmuştur. Siyasi tarih açısından bu dönemler incelendiğinde, her dönemde güçlü ve etkin olan devletler zayıf ve güçsüz olan devletler üzerinde etki alanları oluşturmuş ve kendi çıkarları doğrultusunda doğrudan veya dolaylı bir şekilde kontrol ederek kullanmışlardır. Bu süreç geçmişten bu güne hep devam etmiş ve her dönemde güçlü olan devletler kurdukları sömürü düzenini muhafaza ederek sürdürmeyi başarmışlardır. Oluşturulan bu sömürü düzeni başlangıçta yerel ve bölgesel düzeyde olsa da, küreselleşme ve sanayi devrimi ile birlikte küresel bir boyut kazanmıştır. Küresel sistemi oluşturan emperyalist güçler, sömürü düzenini öncelikle uluslararası ilişkiler kapsamında ele almış ve geliştirilen ekonomik, siyasal, askeri, kültürel vb. işbirlikleri adı altında çeşitli antlaşmalar ile imtiyazlar elde etmişlerdir. Daha sonra bu antlaşmalar kapsamında ilgili ülkelere ekonomik, askeri, siyasal vb. alanlarda destek vermek bahanesiyle o ülkelerde faaliyet göstermeye başlamışlardır. Bir süre sonra bu ülkelerde kullanabilecekleri yandaşlarını ve kendilerine karşı olan kişi, kurum ve grupları tespit ederek, yandaşlarını desteklemek suretiyle siyasette, bürokraside, medyada vb. her alanda güçlendirirken, kendilerine karşı olanları da zayıflatmak ve toplum nezdinde itibarsızlaştırmak için çeşitli faaliyetler sürdürmüşlerdir. Bu şekilde siyasette, bürokraside, iş dünyasında, STK’larda, medyada, akademide vb. alanlarda devşirdikleri elemanları ile o ülkede istedikleri her şeyi yapabilecek güce ulaşırken, istemedikleri hiçbir şeyin yapılmasına da müsaade etmemişlerdir. Bu yöntem tarih boyunca hep bu şekilde uygulanmış ve başarılı da olmuştur. Bu şekilde istedikleri ülkeleri kendilerine bağımlı hale getirdikten sonra, hem o ülkelerin gelişimini engellemiş hem de o ülkelerin kaynaklarını sömürerek adeta kendi arka bahçelerine dönüştürmüşlerdir. Günümüzde de bu yapının devam ettiği ve birçok ülkenin bu şekilde küresel güçlerin piyonu haline geldiği herkesin malumudur.
Peki, bu sistem nasıl kırılabilir ve ülkeler bu handikaptan nasıl kurtulabilir? Sorusunun cevabı elbette ki açık ve nettir. Eğer bir ülke milli birlik ve beraberliğini sağlayabilir, toplumsal farklılıkları zenginlik olarak görür, insan hakları ve demokrasi ile birlikte adaleti tesis eder, eğitim sisteminde milli şuur ve milli bilinci gençlere aşılayarak, yerli ve milli olan liyakatli insanları devlet yönetiminde etkili ve yetkili kılabilirse bu prangalardan kurtulabilir. Böyle bir yapılanmada devletin kaynakları ülkenin kalkınması, istihdamın sağlanması, yapılacak yatırımlar ile üretimin artırılması vb. faaliyetler ile topyekûn bir kalkınma hamlesi ile başarılı sonuçlar alınarak küresel sistemin sömürü düzeni ortadan kaldırılabilir. Bunun dışında yönetimin şeffaf ve herkesin hesap verebildiği özellikle de içeride devşirilen küresel güçlerin gayr-ı meşru çocuklarının ülke aleyhinde yürüttükleri kara propaganda ve diğer faaliyetlerinin çok ağır şekilde cezalandırıldığı hukuki bir mekanizmanın oluşturulması da bu sürece önemli katkılar sağlayacaktır. Bu şekilde sistemin yerli ve milli, liyakatli, adil ve şeffaf bir şekilde sağlam temeller üzerine oluşturulması, her ülke için egemenlik ve bağımsızlığın teminatı olacaktır. Aksi takdirde küresel güçlerin oluşturduğu sömürü düzeni toplumları sömürmeye devam ederken akan kan ve dökülen gözyaşları da dinmeyecektir. Adaletin hakim olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle……
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)M.Emin ELAGÖZ - Açık ve net bir tespitte bulundunuz. Kısa ama öz ifadelerle doğruları gösterdiniz. Selam sevgi ve saygılar...
The Elbistan - Yerli ve milli? Nedir bunlar? Tanimlayiniz lütfen.
Yazar - Dili, dini, ırkı, rengi ve siyasi görüşü ne olursa olsun vatanını ve milletini seven, ülkenin gelişmesi için görev ve sorumluluklarını yerine getirerek katkı sağlayan herkes bana göre yerli ve millidir.
Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.