Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyeleri, esnaflara ve vatandaşlara broşür dağıtarak, termik santrallerin insan ve doğal yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Bölgede yaşayan insanlara çağrı yapılan broşürlerde, kurulacak yeni santrallerin yol açacağı tahribatı anlatmak için kullanılan en can alıcı cümle ise, “Canına-cananına, taşına-toprağına, azıcık aşına-ağrısız başına, mezar taşına sahip çık!” oldu.
Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyeleri, Ahmet Karacabey Caddesi üzerindeki esnaflara ve vatandaşlara dağıttıkları broşürde, termik santrallerden çevreye yayılan kirliliğin sadece insanları değil yeraltı sularını, arazileri, canlıları ve akarsuları yok ettiğine dikkat çekti.
Termik santrallerin sağlık dışında doğurduğu en önemli olumsuzluktan biri olan göçe de dikkat çekilen broşürde, istimlak bedelinin kazanç olarak görülmesinin yanlış olduğuna vurgu yapılarak, “Gittiğin yerin hangisinde, neresinde memleketin var?” ifadesi kullanıldı.
Yaşam hakkının kutsal olduğu ve hiçbir şeyin insan hayatından önemli olmadığının da vurgulandığı broşürde, “Sevgili kardeşim; kimseyi suçlama! Suç sende, bende, hepimizde! Kendi sağlığını mı kaybettin? Oğlunu, kızını, torununu mu? Hangi canını canından ayırdı kanser? Evet, tam 32 yıldan beri içimizde bir yakınını bir kanser türüne kurban vermeyen var mı acaba? Üstelik sadece sevdiklerimizi değil; evimizi, bağımızı, bahçemizi, verimli arazilerimizi, akarsularımızı, yeraltı sularımızı, ormanlarımızı, hayvanlarımızı, her tür canlılarımızı, hasadımızı-harmanımızı, alın terimizi, emeğimizi, ecdadımızın mezarlarını bile kaybediyoruz. Yani; toplumsal hafızamızı kaybediyoruz.
Bir düşünelim lütfen; eğer bizler yani bölge insanları, gerçekten söyledikleri gibi önemli olsaydık, bizleri gerçekten samimi olarak düşünselerdi tam beş yıl önce Çöllolar kömür cehennemi çukuruna gömdükleri 9 canımızı oradan çıkarıp bize verirlerdi değil mi? Hâlbuki bu canlarımız değil de birkaç kilo altın kalmış olsaydı o cehennemden şimdiye kadar yüz kere çıkarmışlardı. Canım kardeşim, sevgili hemşerim; üzerinde insanı yaşayamayan bir şehir, yurtluk olmaktan çıkmıştır, basit bir toprak parçasıdır artık. Bu yüzden önce kendi sağlığına, sonra da sağ kalanlarına sahip çık! Unutma; asıl olan-asil olan sensin! Yaşam hakkı kutsaldır ve hiçbir şey insan hayatından daha üstün değildir!” cümleleri yer aldı.
‘Geçmişi getiremezsin ama geleceğini kurtarabilirsin’ denilen broşürde, “A ve B Termik Santralleri yıllardan beri enerji üretirken-ömrümüzü tüketiyor. Enerji devleri sürekli ceplerini doldururken-bizler canlarımızı kaybediyoruz. Kirli enerji ecelimiz oldu. Bu yetmezmiş gibi biri Küçükyapalak ve civarında, diğeri Akbayır bölgesinde olmak üzere ilk etapta iki termik santral daha yapılmak isteniyor. Arkasından kim bilir kaç santral daha gelir bilmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Enerjinin bölge için ecel anlamına geldiği görüşünün de yer aldığı broşürde, “Şimdi sizlere soruyoruz? Diyelim ki birkaç kuruşa evini, tarlanı, toprağını, bağını-bahçeni sattın. Başka bir yaşam için yerini-yurdunu terk ettin. Ya sonra? Gittiğin hangi şehirde, kaç gün, ay, yıl yaşayabilirsin hiç düşündün mü? Gittiğin yerin hangisinde, neresinde memleketin var? Hangisinde çocukluğun geçti? Neresi senin köyün, hangi mahallede kaldı arkadaşın, dostun, komşuların? Yardıma muhtaç mı kaldın, başına bir şey mi geldi? Kim halinden anlar da elini uzatır sana, kim yardım eder?
Elbistanlım, Afşinlim, köylüm-kentlim, hemşerim, can kardeşim iyi düşün. Canına-canan’ına, taşına-toprağına, azıcık aşına-ağrısız başına, mezar taşına sahip çık! Yeni kurulacak santrallere dur de! Enerjinin ecelimiz olmasına izin verme!” denildi.
Dünya da doğayı en çok bozan ülkeler sanayileşmiş en güçlü ülkelerdir. Doğayı kirletmeyen geri kalmış ülkeler ise gelişmiş ülkeler tarafından sömürülerek doğal kaynakları ellerinden alınıyor ve o kaynaklar yine gelişmiş ülkeler tarafından kullanılarak yine doğa kirletiliyor. Ülkede bir doğal kaynak var ise kesinlikle en iyi şekilde degerlendirilmelidir. Ornegin Amerika daki çok sayıda nükleer santrale sesi cikmayipta turkiyede ki santrale çevrecilik yapmak ne aptalca. Ne demek azicik asım ağrısız basım. Uzay çağında insanları taş devrine özendirmek bu toplumun geride kalmasını istemekten başka birşey değildir. Sen doğal kaynaklarını kullanmazsan biri gelir kafana vura vura senin kaynaklarını kullanır