Editörlüğünü yazar/hikayeci Ahmet Şevki Şakalar’ın üstlendiği dergide, şair İbrahim Kenger ve Mehmet Osmanoğlu şiirleriyle, Zekeriya Karapatlak, Ömer Faruk Aslantürk, Selami Özkan da yazılarıyla bu sayıda yer alıyor. Mehmet Mustafa Marangoz’un fotoğraflarıyla katkıda bulunduğu Ökkeş’in Heybesi, pandemi süreci de dahil zor süreçleri yola daha rahat devam edebilmek için de e-dergi formatında hazırlandı.
Derginin yola çıkış heyecanı sohbeti de diyebileceğimiz “ İkinci Çayı Beklerken” adlı üçlü söyleşiyi Ömer Faruk Kenger, gerçekleştirmiş. Dergiye ulaşmak ve ürün göndermek isteyenler, [email protected] adresinden ulaşılabilir.
Derginin “Heybeyi Açarken” adlı başlangıç yazısında şu ifadelere yer verildi:
“Ökkeş’in Heybesi, edebiyat, sanat ve kültürün sağlam damarlarından biri olan Kahramanmaraş’tan doğdu; ülkemizin dört tarafına ve dünyaya buradan ses verecek. Kağıdın samimiyetine ve matbaa kokusuna bağlılığımızı saklı tutarak e-dergi olarak meydanda olacağız. Çok değiliz üç beş kişiyiz ancak türkümüze eşlik edecek zamanda ve sözün kuşatıcılığında bize omuz verecek yeni isimlerle kalabalıklaşıp yürüyeceğiz. Öyle büyük laflarımız ve büyük iddialarımız yok; Türk şiirini yeniden kurmayacağız, Türk düşünce ve medeniyet felsefesini alt üst de etmeyeceğiz. Şiir, hikaye, deneme, film tahlili, söyleşiler ve size bir su molası verdirecek özgün fotoğraflarla mütevazı bir karşılamadır yapmak istediğimiz. Amacımız, ahir zamanın dayanılmaz konforuna bağdaş kurmuş okuru rahatsız etmek, insan/ev/sokak/şehir/dünya ve gökyüzünün altında dile gelmiş/gelecek her şeyi kendi sesimizle Ökkeş’in Heybesi’nde biriktirip sizlerle buluşturmaktır.”
Yama tutmaması hasebiyle kalplerimizin ve gömlek cebimizin her daim delik olması nedeniyle yüreğimizdekileri nerde düşürdüğümüzü bir türlü bulamadığımız şu zamanlarda, heybesinde biriktirdiklerini paylaşmaya gönüllü Ökkeş'in, bağdaş kuranları bir kişiye daha yer açabilmek ümidiyle daha nizami oturmaya davet ettiği sofrasına buyurun lütfen. Belki biraz peynir var, belki biraz tuz-ekmek.. Belki de bazen kanayan bir yaraya bir perçem tuz ekmek... Çok acıkmışsa şayet gönülleriniz, heybede mutlaka sizin için birşeyler var...