ASIM’IN NESLİ!...
“Âsım'ın nesline münkâd olacak istikbâl.”
Mehmet Akif ERSOY
Değerli Dostlar!
Güzide Gençler!
Miraç Kandilinizi tebrik ediyorum ...
Bu mübarek gecenin feyzinden Allah(C.C), hepimizi nasipdar eylesin. inşaallah...
Efendim!
Niyet hayır olunca işin başı da ortası da sonu da hayır oluyor. Niyetimiz bir sevdayı ve sevdalıyı gözümüzün nuru, ümidimiz gençlere anlatmak.,Mehmet Akifimizi, yeni Mehmet Akiflerimiz olsun diye paylaşmaktır.
Bildiğiniz üzere ;
2021'in, İstiklal Marşı'nın yazılmasının ve TBMM tarafından kabul edilmesinin 100. yılı olduğuna dikkat çekilerek verilen önergeyle İstiklal Marşı'nın Kabul Edildiği Günü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü Hakkında Kanun'a bir geçici madde eklenmesi suretiyle 2021 yılının İstiklal Marşı yılı olarak ilan edilmesinin öngörüldüğü ifade edildi
Bu vesile ile;
Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Recep Tayyip Erdoğan, vatan, millet ve din sevgisinin aktifleşmesinin bir tezahürü olarak 6 Mart 2021 tarih ve 31415sayılı Resmî Gazetede yayımladığı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2021 yılını “Mehmet Âkif ERSOY ve İstiklal Marşı Yılı “olarak kutlanacağını Aziz milleti ile paylaştı.
Söz üstatlarının yanında bu fakir de, gönlündeki vatana hizmet etme sevinci, gençliğe olan ümidi, İstiklal Şairimizin rüyası Asım’ın Nesline ,Asım ve Asım olmayı anlatmaya gayret edeceğim.
Mehmet Akif Ersoy, milli mücadele ruhunun ve İstiklal Marşı’mızın şairi olmakla birlikte
maddi ve manevi hayatımız üzerinde derin tesirler icra etmiş sembol şahsiyetdir.
Bir veteriner hekim olmakla beraber küçük yaştan itibaren aldığı sağlam dini eğitim ve terbiye onu Dârü’l-Hikmeti’l-İslamiye azalığına kadar yükseltmiştir. Arapça ve Farsçayı ileri düzeyde bilmesi Doğu’yu; Fransızcayı çok iyi bilmesi Batı’yı; iyi tanımasına vesile olmuştur.
Mesleğini icra için Anadolu coğrafyasını gezmesi, devlet görevi olarak Berlin’e ve Ortadoğu’ya olan seyahatleri sırasındaki gözlemleri, özelde memleketimizin genelde tüm İslam âleminin kronik problemlerini yerinde tespit etmesine imkân sağlamıştır. Tüm bu gözlem ve tecrübeler onun bilgi, mefkûre(Ülkü), şairlik ruhu ve ideali ile birleşince “Safahat” gibi harikulade bir eser meydana gelmiştir.
Mehmet Akif Ersoy’un bahsettiği Asım, Safahat’in 6. bölümünün adıdır.
Şairin Herkesçe bilinen Çanakkale Şehitlerine şiiri, Safahat adlı kitabının , “Asım “ adlı “bölümün de yer alır.
1924 yılında yayınlanmıştır.
Konuşma üslubuyla ve hikaye şeklinde yazılmış bu eserde ;
Eserin kahramanı olan Köse İmam, Mehmet.Âkif’in çok sevdiği dostlarından Ali Şevki Hoca’dır. Hiç evlenmemiştir.
Dolayısıyla “Âsım” tamamen muhayyel(hayali olarak düşünülmüş, ) bir kahramandır.
Böylece Mehmet.Âkif, dostu Ali Şevki Hoca’ya herkesin gıpta edeceği bir evlat bağışlamış olmaktadır.
Mehmet Âkif’in bu muhayyel(zihinde düşünülmüş) kahramanı için Âsım ismini özenle seçtiği görülmektedir.
Âsım kelimesinin Âkif kelimesini çağrıştıran telaffuz yakınlığının yanı sıra “ismetli, günah ve haramdan mütevakki(sakınan),namuslu, afif(iffetli)”gibi anlamlara da gelmesi bu tercihi hazırlayan sebepler olarak görünüyor.
İşte Mehmet.Âkif ERSOY, Köse İmam’a armağan ettiği bu muhayyel(hayal olarak düşünülmüş,zihinde tasarlanan) kahramanın isminin taşıdığı güzel sıfatlara, ruh ve beden yapısına, ahlakına, bilgisine, mertliğine ve heyecanına hayrandır.
Asım,Üstün ahlakla donanmış, yaşadığı toplumun değerlerini içselleştirmiş ve davranışlarını bu değerlere uygun biçimde yönetmiş biridir.
Bu sebeple M.ehmetÂkif Âsım’ı gelecek nesile örnek alınması gereken bir şahsiyet abidesi olarak takdim eder.
Bir insanda olması gereken tüm erdemlere bürünmüş olan, duruşu ve ahlakıyla örnek bir genç olarak anlatılmıştır.
Dolayısıyla, Asım adlı manzum eserde geçen “Asım’ın nesli “ifadesini en iyi şekilde idrak etmenin yolu, Safahat ‘ın tamamını okuyup ,anlayabilmekten geçer.
Onun içinde bu eşsiz eseri tekrar tekrar okuyup özümsememiz gerekmektedir.
Asım üzerinden Müslüman gençlik idealize edilmiş, üstat Mehmet Akif bu gençliğe “Asım'ın nesli” adını vermiştir.
Allah’ın dinini koruyan, kendini buna adamış bir neslin adıdır “Asım’ın nesli”
Diğer yandan, Mehmet Akif’in İstiklal ve istikbal mücadelemizin en çetin günlerinde Mehmet Akif ERSOY tarafından kaleme alınan İstiklal Marşı 12 Mart 1921 tarihinde Milli Marş olarak kabul edilmiştir. Büyük zorluklar la kazanılmış bağımsızlık mücadelesinin abidevi ifadesi olan milli marşımızın,ülke sathında bütün millete şamil olarak milli benlik ve kimlik haline dönüşmüştür.
“İstiklal Marşı “hepimizin birlik ve dirlik içinde buluştuğunun resmidir.
İstiklal Marşımız,Özgürlük, bağımsızlık ve milli mücadelenin en önemli belgelerinden biridir .
İstiklal Marşımız milletimizin özüdür.-
Tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek devlet şiarının şiiridir, sesidir.
“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın.” diyebilen Mehmet Akif Ersoy çağlar ötesi bir düşünürdür.
İdealist insanlar ,eğitime önem verirler.
Gerçek bir ideal uğruna güzel yetiştirilmiş nesiller, hemen her milletin öncelikli arzusudur.
Oktay Sinanoğlu, Bilimler Tarihçisi Fuat Sezgin ve Allah uzun ömür versin Aziz Sancar gibi kendilerini geliştirmiş, uygun ortamda kendilerini yurt dışında ispat etmiş bilim insanlarımızı da Asım’ın nesli olarak kabul ediyorum.
Yeter ki biz bu ufuk ötesi aynı zaman da evrensel de olan güzel ahlaki değerlerimize sahip çıkalım.
İnsan hayatını bir vücuda benzetirsek gençliğin KALP makamında olduğunu görürüz. Kalp durduğunda o insanın hayatı biter.
İnsan için Kalp ne ise, milletler ve devletler için de genç nesiller odur.
İnsanlar eğitimle güzel huylu, anlayışlı, bilgili, becerikli, insanlığa,milletine ve ailesine faydalı işler yapan, Allah’a kulluk eden biri hâline gelebilir.
Mehmet Akif Ersoy bütün zamanların en sevilen ve en başarılı öğretmeni Hz. Muhammed’(Sallallahu aleyhi ve sellem) ‘i örnek aldı.
Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hayatı boyunca insanları, insanın yaratılışında var olan hakikatini ,ortaya çıkarmakla gerçekleşecek olan kemalata eriştirmek , yani kâmil insan yetiştirmek için uğraştı, insanları eğitti ve “sahabe nesli” yetiştirdi.
Eğitimli insan, kendisine de faydalı olur ,devleti yüceltir
Mehmet Akif Ersoy, Osmanlı Devleti’nin yıkılış yıllarını yaşadı, çöküşü durdurmak için bütün gücüyle “Asım’ın nesli” adını verdiği imanlı ve inançlı çift kanatlı idealist bir nesil yetiştirmek için çalıştı.
İşe öğretmenden başladı.
Öğretmen hal ve hareketleriyle örnek olandır.
Ben böyle anlıyorum . Biz askerlerimize Efendimizin ismini vermişiz Mehmetçik demişiz ,Sevgili Peygamberimiz,(Sallallahu aleyhi ve sellem)Efendimiz inanmış gençleri övmüş müjdelenen yedi sınıf insanların birincisi olarak bahs etmiştir.
Ona göre öğretmenler idealist olmalı, idealist bir nesil yetiştirme hedefleri olmalı.
Mehmet Akif ERSOY, idealist öğretmenin niteliklerini şöyle sıralar:
“Muallimim diyen olmak gerektir imanlı,
Edepli, sonra liyakatli sonra vicdanlı.”
İslam insana yükselme azmi, Allah rızası kazanma emeli verir.
Tabii günümüzde öğretmen sadece öğretmekle değil’ hal ‘ ederek( çözüm getirmek) ve davranışlarıyla örnek olarak da rehberlik etmelidir.
Müslüman, Allah’ın adını yüceltme azim ve heyecanına sahiptir.
Kur’an’dan ilhamını alan Müslüman, Allah rızası için çalışır, fedakâr olur, İslam’ı yüceltme azim ve gayreti güder.
Mehmet Akif ERSOY, Batıcı aydınların İslam anlayışlarının yanlış olduğunu düşünür.
Mehmet Akif ERSOY, taklit ile ülkemizin kalkınamıyacağını söyler.
Mehmet Akif ERSOY ümit ve heyecan şairidir.
İnsanları düşüncelerinin ; harekete geçirdiğini çok iyi bilir,
Bize azimli, gayretli ve ümitli insanlar lazım:
“Azmiyle, ümidiyle yaşar dünyada hep yaşayanlar.
Meyus( umutsuz)olanın ruhunu, vicdanını bağlar.”
İnsanı yücelten ilimdir, ilim çalışmayla elde edilir. Mehmet Akif ERSOY, tembelliğe düşmandır:
“Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır!
Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır!”
İlim ve teknoloji alanındaki eksiklerimizi gelişmiş ülkelerden almayı ama ahlâk ve inanç bakımından, kökümüze bağlı kalmayı önerdi.
“Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır; Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. “
Değerli Dostlar!
“Girmeden tefrika, bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
Dünya ile yarışmalı, yeniden İslam medeniyetini inşa etmek için gayret etmeli;
Yunus gönüllü, Mevlana hoşgörüsüne sahip, Fatih gibi azimli ve yükselme ruhuna sahip nesiller yetiştirmeliyiz.
Mehmet Akif Ersoy:
Erdemli bir hayat yaşadı, hayati eserleri kadar güzeldi. Rehberi Kur’an idi, Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ,e hayrandi.
O’nu rehber edindi.
O sadece isminin önünde “Milli Şair” sözcükleri taşıyan bir şair değil, aynı zamanda bütün gençlik tarafından her yönüyle örnek alınması gereken değerli bir şahsiyettir.
Şairliğinin yanında, idealizmin önderi, etkili bir hatip; bilge kişi ve dava adamıdır.
Mehmet Akif ERSOY’un :
“iftihar etmeli gördükçe bu gürbüz nesli.”
İfadesi ;Asım’ın güzel arkadaşları içindir.
‘’Evladına sağlam bir emel mayesi aşıla‘’denen,,idealindeki gençlik sembolu “Asım’ın Nesli”nin ta kendisidir.
Şöyleki;
•Asım’ın Nesli olan gençlik; vatanını, milletini her türlü şeyin üstünde tutan, bütün değerlerini sevip onlara sahip çıkan, tarihinden ders çıkarıp ona göre geleceğini inşa eden bir gençliktir…
•Asım’ın Nesli olan gençlik; haksızlık karşısında susmayan, adaleti ve adaletli olmayı erdem kabul eden, türlü türlü entrikalara ve zulme karşı sözleriyle, bileğiyle, öz güveniyle ve gerekirse göğüs geren bir gençliktir…
•Asım’ın Nesli olan gençlik; ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, şahsi çıkar gözetmeden milletinin refahını artırmak için gecesini gündüzüne katan, yaptıklarını asla bir menfaat beklemeden yapan vefalı ve çalışkan bir gençliktir…
•Asım’ın Nesli olan gençlik; Milli ve yerli değerlerle donanmış dilinin, dininin, aklının, ilminin, inandığı tüm insani değerlerin davasını savunan bir gençliktir...
•Asım’ın Nesli olan gençlik; kitap okuyan, araştıran , düşünen ,millî, manevi ve yerli değerlerle donanmış çıtası ve kalitesi yüksek, düşüncelerini özgürce söyleyebilen, saygılı ve kendini bilen Erdemli ve dindar bir gençliktir…
•Asım’ın Nesli olan gençlik; geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilen, Muasır Medeniyetler Seviyesi”(gerek sosyal gerek ekonomik gerekse bilimsel açıdan diğer ülkelerden daha önde olan ülkelerin bulunduğu konum.)’ne ulaşabilmek için elinden gelen gayreti gösteren, sentezleyen, sorgulayan bilgi ve becerilerini daima yenileyen, davasına sahip çıkan bir gençliktir…
•Asım’ın Nesli olan gençlik; sadece kendi milletine değil, bütün dünya alemine, insanlığa faydalı bir gençlik demektir…
Zaten;
Yaptığı her işle, attığı her adımla kendiliğinden model olur,
Mehmet Akif ERSOY’un Destansı eseri Safahatı bir kez daha okumalıyız ve işaret edilen tüm hususlar pusulamız ,yol haritamızda rotamız , Adeta bizim yaşam tarzımız olmalıdır.
Değerli Dostlar!
Bizlere düşen gençlerimize sağlam karakter aşılamak ve bu karakter üzerinde ideallerinin şekillenmesini sağlamaktır.
Bir çağ kapatıp bir diğerini açan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı.
İslam alimlerinin de çoğunluğu da böyledir. Yirmili, otuzlu yaşlardadır.
Yani sizler gibi ,İstiklalimizi ve istikbalimizi emanet edeceğimiz büyük ufuk sahibi imrenilen gençtir.
Üstat Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibi” İslam inkılabının ruhunu dökeceği kalıp, gençliktir.”
"kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
Gençler kendilerine kıymet verildiğini bilmelidirler.
Kıymetli Gençler!
“Yeni ve Büyük Türkiye “ ideali bizim davamız ve derdimiz olmalıdır.
Merhum Bilimler Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin’in siz gençlere tavsiyesi:
“ okuyan, yazan, düşünen bir millet olmalıyız.”
“ Avrupa Medeniyeti İslam Medeniyetinin bir çocuğu. Bu çocuğu düşman bulmamak , o çocuğun geliştirdiği bazı buluşları görmek, müspetse almak ve onlara dayanarak yeni hamleler yapmak lazım”
“ 19. Yüzyıldan 16. 17. Hatta 18. Yüzyıla kadar Batı;İslam bilimlerinden buldukları bütün müspet bilimleri aldılarsa, biz de şimdi onlardan almalıyız.
Hakikatin peşinde olan Üstadımız;
“ mühim olan irade meselesidir. Ben bunu yapacağım. O kararınızda sabırla, azimle kalacaksınız.
Eğer arkanızda inancınız varsa, o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız.
Benim hayatımın sırrı budur.” Diyen İslam aleminin yüz akı, Türk milletinin medarı iftiharı Hocamız:
70 yaşına kadar günde 17 saat çalıştı. 27 dil öğrendi.
Biri Arapça olmak üzere en az üç dil öğrenmeniz gerektiği hususu ,sizlere vasiyetidir.
Kıymetli Gençler!
Prof.Dr.Fuat Sezgin ‘in tıpkı Mehmet Akif Ersoy gibi ,ne denli önemli bir rol model olduğunu bilmenizi, İstanbul Gülhane deki müzeyi ve kütüphanesini gezip, görmeli, bu ziyaret, ufkunuzu daha da artıracak, daha da geliştirecektir...
“ Bir müslüman iyi şartlar içersinde çok iyi çalışabilirse, çok büyük neticelere varabileceği inancı var bende,diyordu Fuat Sezgin Hocamız!
Nitekim,2015 Kimya Nobel Ödülü alan bilim insanımız , Mardinli Aziz Sancar Hocamız, çok çalışmak suretiyle,bu sözü teyid eden ,aziz milletimize en güzel örnek değilmi.
Efendim, bildiğiniz üzere;
“ iki günü birbirine eşit olan ziyandadır.”
Hadisi Şerifi, doğrultusun da hayatımızı biçimlendirmeliyiz.
Bilhassa;
“Aile içi iletişimi en üst düzeyde tutarak,
Evlatlarımıza ruhumuzu doldurmamız gerekmektedir.
Çok söz söyleyip ,nasihat etmek yerine , hayatımız da inandığımız yüce değerleri yaşamak ve yaşatmak mecburiyetimiz var.
Çağımız, bilgi dönemi, bilgi çağı, internet ağı sayesinde erişim bilgiye çok kolaydır.
Olay insanın tercihine kalmıştır.
Okumak bilgilerin şifrelerini çözmektir.
Aslında okumak yaşamak ve yaşatmaktır.
Okumak ile gelişmişlik ilişkisi daha net görülebilmektedir.
“İnsanın ancak çalıştığının karşılığı vardır”
İlahi Emrini;Bütün Hücreleriyle yaşayan ve eşsiz eserleriyle yaşatan bir dahi şahsiyet ve şahsiyetler Genç nesillere, Asım’ın nesline en iyi rol modeldirler.
Bu büyük şahsiyetler;Hepimizin bildiği üzere:
Nobel ödüllü Prof .Dr.Aziz Sancar ile Prof .Dr.Fuat Sezgin, Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu gibi...8.Yüzyılda yaşamış olan Cabir İbn-i Hayyan diyor ki bize:
“Allah insana kainatın bütün sır perdelerini
yırtacak kabiliyeti vermiştir!”
Yani beşer bu kainatta her sırrın çözümüne ulaşabilir .
Safahat’ın. 6. Kitabı Asım adlı eserde, Çanakkale Şehitlerine;
...
Mehmet Akif Ersoy:
“Asımın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek,
İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek…”
mısraları ile işaret edilen ,
ya şehid, ya gazi olmuş Çanakkale’yi geçilmez kılan Asım’ın Neslinin ta kendisidir.
“Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! deme; yılma.Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma. “ der.
Değerli Dostlar!
Şanlı tarihimiz de bildiğiniz üzere;
. En modern donanmalarla, silâhlarla, mühimmatla toplanmış gelmiş azgın Avrupa zalimleri, Çanakkale’de Mehmetçiğin iman dolu göğsüne çarparak bozguna uğramıştır.
Çanakkale, dini, vatanı, bayrağı uğruna “ölürsem şehidim, kalırsam gaziyim.” inancıyla ölüme koşarak giden memleket evlâtlarının, yedi düvele karşı “Geçilmez” olduğunu ispatladığı yerdir.
Asım adlı kitabın , Çanakkale Şehitlerine , bölümüne şu mısra ile giriş yapar...
“Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.”
... ordumuzun, dünyada eşi benzeri görülmeyen çetin şartlarda Çanakkale savunmasında gösterdiği kahramanlık hatıraları, dillere destan olmuştur.
1915 Çanakkale’de Osmanlının eğitim kurumlarında yetişmiş münevver insanlar, asteğmen rütbesiyle savaşa katılmışlar. Bütün okullar tatil olmuş, eli silâh tutan gençler cepheye koşmuşlardı. Kutsal vatan toprakları uğruna gencecik fidanlar, şahadet mertebesine yükselmişler.
Bu gün ise;
Asım olacak, Kıymetli Gençlerimizin;
Hayatta hep bir ideallerinin olması,
Özgüveni yüksek,
Davası ve derdi olması,
Disiplinli ,Planlı olması,
İstikrarlı çalışma, bir sanat , spor ve kültür dalında uğraşı olması,
Tabiatla barışık,
Her gün okuma, Kuran dahil. Unutulmaması önemlidir.
İyi insanlarla birlikte olması,
Yeni teknolojileri, keşifleri ile
Meraklarımızın peşine düşmeyi,
Azimle, yılmadan çok çalışmayı,
Bu Aziz milletin evlatlarının her biri ayrı değer, ayrı birer cevherdir.
Bu dünya da ; Allah’ın kulu olduğumuzu, misafir olduğumuzu aklımızda tutmalı , hiçbir zaman unutmamalıyız.
Mehmet Akif Ersoy üstadımızın, ruhunu şad etmek, ona minnet borcumuzu ödeyebilmek için ,Asım ve Asım’ın nesli olmaktan başka yol ve yöntem yoktur.
O daima Ümit aşılamıştır.
Her gencin bu cennet vatana sahip çıkmasını, derdiyle dertlenmesi gerektiğini her zaman ifade etmiştir.
Bizim için önemli bir rehber, kılavuzdur.
Çünkü onun tek istediği ; Aziz milletinin değerleriyle bezenmiş, yüksek karakterli, güzel ahlaklı , dürüst , çalışkan, imanlı ve inançlı Asım ve Asım’ın kendisi gibi güzel arkadaşlarının yetişmesidir.
Asım’ın nesli; bu milletin bağımsızlık mücadelesini bilgiyle, ilimle, irfanla sürdürecek, Çanakkale Destanını gerçek zaferle taçlandıracak bir nesildir.
Gençlik ülkemizin umududur. Geleceğidir.
Gençler 21. Yüzyılın daha büyük, daha güçlü Türkiye’sinin de mimarlarıdır.
Bu nesil, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’ in Asım’ın nesli olarak tanımladığı nesildir.
Bu gençlik hayatının hiçbir anında, ona sahip çıkanların başını öne eğdirmedi, bundan sonrada eğdirmeyecektir.
Bu gençliğin özü doğru, sözü doğrudur .
Bu gençlik, Anadolu kıtasındaki dava taşını gediğine koyan bir gençliktir.
Kıymetli Gençler:
Milli ve yerli değerlerle donanmış, bir ayağı sapasağlam kendi topraklarına bağlı iken diğer ayağıyla dünyayı dolaşan, aklının, ilminin ve inandığı tüm değerlerin savunucusu bir gençlik yetiştirmek ancak eğitim alanı başta olmak üzere halihazırda bir çok alanda ortaya konulduğu gibi büyük projelerin hayata geçirilmesiyle mümkün olabilecektir.
Bu sohbetimizin, İnşallah siz güzide gençlerimize ; Yeni Asım’ın nesline,
Müspet yol haritasında tek bir ışık olmasını dilerim.
Velhasıl;
Mehmet Âkif Ersoy’un ideal genci yani Asım ve nesli şu özelliklerle bezenmiş gençlerdir:
Bilgili, imanlı, kültürlü,, bilgisi sağlam, milliyet hissi kuvvetli, dine milletin değerlerine karşı hassas, cesur, vatansever, vatanı için kanını akıtmaktan çekinmemiş, dinç, genç, enerji dolu, ahlaklı, millete önder, taklitten uzak, terakki peşinde koşan, kanuna bağlı, birliği koruyan, fitne fesat çıkarmayan, iyimser, ümitli, istikbali ve sanatı olan, ye'si yani ümitsizliği yenmiş, teknolojiyi takibeden onu iyi kullanan, yenilikçi ve atom enerjisinin büyüklüğüne, önemine inanmış dört başı mamur"insan"dırlar.
Asım ve nesli, dinamizmini, enerjisini nerden alıyorlar? imanından, milletinden, halkından ve yaşanan tarih ile yaşadığı tarihten alıyorlar.
Demek ki kaynakları çok sağlam ve kurumayacak kaynaklar.
Mühim olan bu kaynakları iyi tanıyıp onları, milletin ve insanlığın hayrına kullanabilmektir.
Asım ve arkadaşları bu evsafa haizdirler. Bunu yapabilecek güce ve birikime sahiptirler .
Böyle bir nesle bugün daha çok muhtaç değil miyiz? Âsım'ın nesli geliyor, dersek yanılmış olmayız, her halde.
Allah Mehmet. Âkif Ersoy’a râhmet eylesin ve makamı Cennet -i ala olsun.
Bu vatan ve millet için, din ve namus için kutsal değerleri için ömürlerini vakfetmiş bütün ecdadımızın gazi ve şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Değerli Dostlar !
Bir kez daha;
Miraç Kandilimizin feyzinden ve berekatindan tam istifade edebilmek temennisiyle Miraç Kandilimiz mübarek olsun.
Kalın sağlıcakla...
10 Mart 2021-Ankara
Adnan Yılmaz
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.