Hanzo, Sahte Kabadayı, Tosun Paşa, Köşeyi Dönen Adam, Zübük, Üçkâğıtçı, Kanlı Nigar, Tokatçı, Koltuk Belası diye sıralarsak çoğu kişi bunları hemen hatırlar. Bu isimler merhum sanatçı Kemal Sunal filmlerinin bazılarının isimleri.
Bu filmlerde ve bunların haricindeki diğer filmlerinde toplumsal meseleler kimi zaman mizah kimi zaman dram ile yansıtılmaya çalışıldı ve gülerken de bir taraftan düşünerek izledik. Ama gülme eğlenme tarafı ağır bastığı için düşünme ve irdeleme tarafına çok eğilmedik.
Hele bir de Kemal Sunal’ın “Deli Deli Küpeli” filmi var ki; filme konu yerleşim yerinde karla kapanan yolları fırsat bilen kişiler halkı sömürmeye başlar. Her türlü oyun ve baskılarla kasaba halkını perişan eder. Buna itiraz edenleri ise eşkıya şiddetle bastırır. Bu sırada hastaneden kaçan iki delinin yolu kasabaya çıkar. Halkın kendilerini kaymakam ve hâkim sanması üzerine onlar da bu rolleri benimser. Kısa süre sonra kasabanın üstüne çökenler ile deli kaymakam arasında amansız bir mücadele başlar. Film bu ya tam tersi olsaydı ve deli kaymakam mücadele ettiği bu kişilerle mücadele etmek yerine onlarla işbirliği yapsaydı o zaman kasaba halkının hali nice olurdu ve halka neler neler yapabilir, kendi hesabına neler yapabilir ve nasıl kullanabilirdi.
Yukarıda saydığımız Kemal Sunal filmlerinden anımsayalım ve düşünelim bakalım bizim çağımızın, bizim kasabamızın hanzosu, bizim toplumumuzun sahte kabadayısı, zübükleri, tosun paşaları, üçkâğıtçıları, tokatçıları ve köşeyi dönen adamları kimler. Bunların hepsini aslında adam olarak tanımlamak ve âdem sıfatında görmek bile bu canlılar için zuldür. Ayrıca bu sıfatları taşıyan ve asalak misali devlet ile insanların üzerinden, güç sarhoşluğu ile güç odakları üzerinden, duygu sömürüsü ile duygusal insanlarımızın iyi niyeti, yardımlaşma duyguları, fedakârlıkları üzerinden nasiplenerek yaşayanlar insanlık ve adamlıktan uzak sadece canlı olarak varlıklarını sürdürürler. Günümüzde yukarıdaki sıfatlara sahip canlıların ekstra olarak dürüstlük, muhafazakârlık, dindarlık, vatanseverlik, memleket sevdalısı gibi maskelerin arkasına saklanarak şahsi ve nefsani arzuları için çalışmaya ve yaşamaya devam etmeleri de çok daha yanıltıcı, aldatıcı ve acı bir durumdur.
Üstat Karakoç’un tabiriyle;
İki ayaklıydı, konuşuyordu
“İnsandır” dediler, ben inanmadım.
Kediye benzettim, artık yiyordu
“Aslandır” dediler, ben inanmadım.
Adamlık önce varlığı ile onurlu duruşunun ispatladığı, insanlık ve yüce âdemlik üzerine kabul gören olumlu ve müspet davranışlarla ve erdemlerle yükselmek iken, adamlık olmasa dahi en asgari seviyede veya en alt seviyede insanlık olarak varlığını sürdürmek yukarıdaki film isimlerinde bulunan sıfatların hiçbirisini taşımamayı gerektirir. Bu sıfatları toplumdan gizleyerek bile olsa üzerinde ve karakterinde, kişiliğinde bulundurarak yaşıyorsa o zaman adam da değildir, insan da değildir.
İnsanları kullanıyorsa, insanların üzerinden rant elde ediyorsa, karakteri kişiliği ve şahsiyeti zayıf insanları seçip kullanıp bunlar üzerinden çıkar elde ediyorsa, şantaj yapıyorsa, saldırı yapıyorsa, muhafazakâr da değildir, adam da değildir, insan da değildir.
Devletin vermiş olduğu yönetim gücü ve devletin imkânları ile olanakları vatandaşın, halkın ve insanların huzuru ve refahı için hayatlarını kolaylaştırmak için vardır. Eğer yöneticiliğinden kaynaklanan gücü şahsına ait bir nüfuz oluşturmak için kullanıyorsa, eğer gücü insanları korkutmak, sindirmek ve kendine biat ettirmek için kullanıyorsa, eğer bu gücü kişisel hırsları, menfaati, eğlencesi, gönlünü eğlendirmek, arkadaşlarıyla ve dostlarıyla âlemler, eğlenceler yapmak için kullanıyorsa muhafazakâr da değildir, memleket sevdalısı da değildir, adam da değildir, insan da değildir.
Yardımlaşma ve dayanışma sosyal devletin en önemli argümanlarından bir tanesidir ve sosyal yardımlaşmanın amacı müşkül durumda bulunan, düşkün durumda bulunan, ihtiyaç sahibi pozisyonunda bulunan, yardıma muhtaç olan, insanca yaşayabilmek için devletinin gücüne ihtiyacı bulunan insanların ihtiyaçlarını, müşküllerini, düşkünlüklerini, yoksunluklarını gidermektir. Eğer sosyal yardımlaşmayı kendi yandaşlarına güç olarak kullanıyorsa, yardım araçlarını fakire fukaraya düşkünlere dul, öksüz, yetim ve kimsesizlere verilmesi gerekirken bunlara karşı tehdit aracı olarak kullanıp, koz olarak kullanıp onların insanlıklarından faydalanıyorsa, onları istismar ediyorsa, her şeyinden faydalanıyorsa adam da değildir, insan da değildir.
Toplumun dayanışmaya, yardımlaşmaya ve insanlar arasındaki uçurumun giderilmesine katkı sağlayan oluşumlar girişimler sivil toplum kuruluşları vardır. Bir taraftan kendi insanına yardım için yola çıktığını, insanlarının ihtiyaçlarını gidermek için bir araya geldiğini ve insanların düşkünlüklerini ortadan kaldırmak için bulunduğunu iddia ederken, diğer taraftan sivil toplumun gücünü şahsi menfaatleri için kullanıyorsa, sivil toplumun gücünü rahatlıkla istismar edebileceği ve rahatlıkla kullanabileceği insan devşirme yerleri olarak kullanıyorsa, toplumun masumane duygularını, yardımlaşma duygularını, dayanışma duygularını, hayırseverliklerini, duygusallığını istismar ederek tüm bunları kendi egolarını tatmin etmek için kullanıyorsa, kendi çevresini genişletmek için kullanıyorsa, kendine ve çevresine maddi menfaat elde etmek için kullanıyorsa, kendi duygularını, nefsini ve ahlaksızlıklarını tatmin etmek için kullanıyorsa adam da değildir, insan da değildir.
Örgütlülük ve örgütlü hareket etme zorunluluğu olan toplumsal noktalarda örgütlenme içerisinde yer alırken hem mensubu olduğu sivil toplum örgütü misyonu için hem de insanların ihtiyaçlarını, sorunlarını, problemlerini, sıkıntılarını ve dertlerini gidermek için çalıştığını ve çabaladığını iddia ederken diğer taraftan bu örgütün ve sivil toplum örgütlerinin gücünü kullanarak ahlaksızca işlere girişiyorsa, nefsi arzularını tatmin etmek için kullanıyorsa, maddi çıkar elde etmek için kullanıyorsa, üyelerin sırtından palazlanarak güç çemberi oluşturuyorsa, çıkar, menfaat ve nüfuz elde ediyorsa, çarkını döndürmeyen her noktaya amaca giden her yol mubahtır anlayışıyla her türlü ahlaksızlıkla saldırıyorsa, karanlığın ve kirliliğin merkezi haline geliyorsa misyoner de değildir, muhafazakâr da değildir, adam da değildir, insan da değildir.
Herhangi bir yerden herhangi bir şekilde elde ettiği dini, siyasi, idari, sivil ve nüfuz gücünü insanları istismar için kullanıyorsa, elde ettiği insan gücünü ve kukla insanlar çemberini bir silah gibi kullanarak şantajlarla, insanları tehditle, zorla, sindirerek ve ahlaksız pazarlıklarla, kendi çıkarları uğruna kullanıyorsa, adam da değildir, insan da değildir ve ayrıca kendi milletine, kendi memleketine ve kendi devletine karşı haindir.
Toplum içerisinde ak-pak gibi gezerken arka planda bütün kirliliği ile palazlanıyorsa, toplumun önünde muhafazakâr, yardımsever, iyi niyetli, hoşgörülü, tatlı dilli, güler yüzlü görünürken arka planda ve gerçekte insanların zayıflıklarını istismar eden, cinsiyet farklılığından faydalanan, insanların düşkünlüklerinden ve muhtaçlıklarından yararlanan, nüfuzu ve çevresi ile kamunun ve sivil toplumun gücünü fuhşiyat için, nefsani arzuları için, şahsi çıkarları ve menfaatleri için, para için kullanan ve toplum üzerinden eğlenen, toplum üzerinden hayat yaşayan, toplum üzerinden asalaklık yapan canlıya dönüşmüş ise artık adam da değildir, insan da değildir.
Dürüstlük abidesi gibi görüntü verirken arka tarafta her türlü yalanı rahatlıkla söyleyebiliyorsa, her türlü yalanla insanları kandırıyorsa, her türlü yalanla insanlar arasına fitne saçıyorsa, iftiralarla ve algılarla saldırarak işine gelmeyen, yoluna çıkan, çarkını bozan ve düzenini sarsan insanları itibarsızlaştırmaya çalışıyorsa adam da değildir, insan da değildir.
Günümüzün etkili ancak sahte ve yalan sosyal medya ortamlarını, bulunduğu makamı, görevi ve toplumsal statüsünü pisliklerini örtmek, kirinden arınmak, kendini ve karanlığını perdelemek, kirliliğini ve pisliğini kapatmak için kullanıyorsa, toplum içerisinde itibarla gezmek için kullanıyorsa, gerçek kimlik ve kişiliğini tanıyanlara itibar suikastlığı yaparak kendi kirli kişiliğini gizlemeye çalışıyorsa adam da değildir, insan da değildir.
Şeytanların gizli olduğu ayrıntıları atlamadan anlatınca uzun oluyor ancak her ayrıntıdaki şeytanları ve şeytanların dostlarını da yazsak kitap olacakken birkaç söz derlemesi ile sonlandıralım ki;
“Hepiniz kral olmayın, bu dünyaya adam da lazım.”
“İnsan adam olamayınca, adamlık insana zor gelir.”
“Çözemedim bazılarını, uzaktan mı adamlar, adamlıktan mı uzaklar?”
“Bir adam diyebildiklerimiz vardır. Bir de adam diye bildiklerimiz. İkisi çok farklı, karıştırmayın.”
“ Şu konuda bir anlaşalım; vicdanınız kadar adamsınız.”
“Kahpelik bu kadar moda iken, adamlık mücadelesi veren herkese selam olsun.”
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Elbistanın Sesi Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(31)Metin Delen Trabzon - Hocam elinize ağzınıza kaleminize sağlık mükemmel bir yazı kaleme almışsınız teşekkür ediyorum.
Elbistanlı - Öncelikle Allah'ın rızasını kazanmak ve Elbistan sevdalısı olarak ilçesine hizmet eden insanların yok sayıldığı ve başarılarının görmezden gelindiği,gölgelendiği bir toplumda bu yazılanlar artık normalleşmiştir.Devlet memurlarının müteahhitlik,ticaret yaptığı ve amirlerinin bunlardan çıkar sağladığı bu toplumun her kesimi tarafından bilinmektedir.Buna karşılık kurumlarda onların korunup kollandığı bir toplumda bunlar sıradandır.Bu kokuşmuşluğa bir son verecek olan sayın bakanımız Mahir Ünal beyi göreve davet ediyoruz.Lütfen bu kendi kokuşmuşlukları ile kurumların ve devletin itibarına zarar veren bu yönetici kılıklı hırsız,namussuz ve liyakatsiz insanlardan Elbistan'ı temizleyiniz.Yazıklar olsun masa,kasa ve Nisa peşinde koşanlara.Selam olsun Elbistan sevdalısı olup eser bırakan tüm yüreklere. Üstad Karakoç İsyanlı sükut adlı şiirini şöyle bitirmektedir.''Yürüdü kör topal çıktı şehirden.Ağzına küfürler doldu zehirden.Salladı dilini, vazgeçti birden.Oy dedi yutkundu,eğdi başını...
Fen Liseli Velisi - Mikail hocam kaleminize yüreğinize sağlık,o kadar güzel anlatmışsınız ki,tabii anlayana.Tüm siyasiler okusa makaleyi,kimse üzerine almaz,zira kimse yoğurduna ekşi demez.Saygılarımla...
Mehmet kurt - Çok güzel bir yazı olmuş ama dediğin gibi anlayacak adam lazım hani nerede
Uğur - Gerçeklerin birgün ortaya çıkmak gibi kötu bir huyuvardır.
Elbistanımızda bu oldu teşekkürler Mikail bey
İnşAllah Elbistanın medarı iftihari Mahir bakanıma ulaşır
Nihat - Kaleminize yüreğinize sağlık hocam yine gündeme göre manidar bir makale olmuş.
Nihat - Kaleminize yüreğinize sağlık hocam yine gündeme göre manidar bir makale olmuş.
Resul - Tespitler harika.. Maalesef ülkemizde özelliklerni tek tek saydığın bu mahluklar bitecek gibi değil. Ülkemizde verilen eğitim malesef bu kişilikteki insanları yetiştiriyor..Yani biz kendimiz yetiştiriyoruz Kalemine sağlık
Mahmut Türk - Toplumumuzun yaralarına merhem olabilecek bir yazı. Kaleminize ve gönlünüze sağlık sayın Müdürüm.
Karakoca - Köklü bir hastalık reçetesi İman
Zekeriya ÇAKABEY - Dilinize ve kaleminize sağlık. Toplumun teşhisi bu.
Selamlar
Salih sungur - Mükemmel tespitler elinize, yüreğinize, kaleminize sağlık sayın hocam. Harika bir yazı olmuş tebrik ederim.
Mu - Teprik ediyorum çok güzel diline sağlık kutluyoum.
vatandaş - Haram para ve kazanç ateştir, yakar. İhalelere fesat karıştırmak ateştir. Rüşvet ve torpil ateştir yakar.. Kadrolaşma adına ehliyet ve liyakati bir kenara bırakmak ateştir yakar! Riba ve israf, gurur ve zulüm ateştir yakar.Bu işin sağı solu yok.Herkes önce kendi içinde bir muhakeme yapması lazım bence.
elbistanli - Allah zübüklerden üçkağıtçılardan deli küpelilerden korusun milleti. milleti sömürenler mileti kemirenler bu insanlar. ne oldum delisi olup insanları kullananlar en sonunda hak ettiği cezayı allhtan bulur.
Gazi - Sevgili hocam çok güzel bir makale olmuş çok teşekkür ediyorum. En genel en geçerli tanımlamalarla müthiş tespitler. Her daim gözümüzün önünde olan konular. Yüreğine sağlık
Efe - Bakanım Mahir Ünal bey makalede anlatıldığı gibi Esbistana getiediğiniz bir kısım idarecilerin sarhoş namussuz ve hırsız olanları mevcut Allah için bir araştırın.Onlar kendilerini çok iyi biliyor.Desteğide sizden aldıklarını söyleyip namussuzluk yapıyorlar. Kıymetli gazeteciler bu bir
çağrıdır.
Allah için yayınlayın yoksa meshul olursunuz
Kamuoyuna saygılarımla...
Hakkı Demir - Gerçekler Acı olsada doğru yerini bulacaktır. Zamanın gerçeklerini dile getirmişsin bunu da her insan bu cesarati gösterip dile getirmez.Hele de sizin gibi Elbistan ın en önemli bir okulun Müdürü ise getirmesi çok zor. Cesaretinden, ve gerçekleri dile getirdiğin için teşekkür ederim. Hocam
eyup erdoğan - adrese teslim bir yazı olmuş, ama ölü taklidi yapar anlamazdan gelir ahlaksız herifler, yüzüne tükürsen yağmur yağıyor derler, sarhoş, uygunsuz kadınlarla, araç içinde yakalanırlar ama olay kapatıldığı gibi ilçenin önemli bir kurumunda yöneticilik görevine devam ederler, sivil toplum organizasyonunda yöneticiliğe devam ederler. yazcak çok şey var ama bohçayı çözmeyelim, TAM ANLAMIYLA KRAL ÇIPLAK demişsiniz GÜN OLA HARMAN OLA . teşekkürler bu güzel yazı için
M.Emin ELAGÖZ - Adamlığı ve insanlığı gayet açık ifade ettin. Kalemine ve yüreğine sağlık. Selam ve sevgiler...
Zübük - Ben bunların hepsini de tanıyorum ironi yapmış hocam memleket düşmanları bunlar hocam
Eğitimci - Sayın hocam kutluyorum mükemmel bir analiz ve her devrin olması gereken şeffaflığını yazmışsınız.
Beyde makam, beyde para
Garibanda türlü yara
İnsanlığı insanlara
Sordum amma beğenmedim
Karakoçun dediği gibi insan olmak zor bu zamanda
Yüreğinize sağlık
İnsanlara
Adam gibi adamlara
Ve başta adam gibi adam sizlere selam olsun
Kürşat - Değildir sonuna kadar katılıyorum.
Adamlara selam olsun
Ankara'dan - Bu konular toplumun kanayan yarası olmasina rağmen yıllardır görmezlikten gelindi.Dile getiren ve yazılariyla toplumda farkindalik ortaya koyan kalemlere selam olsun...
Elbistanlı - Cukdiye oturmuş
Hepsi gerçek
Çıplak soytarılar
Önder YENİLMEZ - Liyakatli insan gücü, doğru eğitim öğretim ve tecrübenin ürünüdür.Doğru eğitim ve öğretime tabi tutulmuş , tecrübelerini ahlaki ve etik kurallar doğrultusunda oluşturmuş insanlar , sorumluluklarını şahsi çıkarlar gözetmeden kurumun ve toplumun faydasına yönelik olarak icra ederler.Fedakarlık ve empati tabanlı çalışma tarzına,bilimsel ve metodik yaklaşımlara, gelecek kuşaklar için örnek teşkil edecek davranışlara sahiptirler. Liyakatli insanlar verimli,tasarruflu ve üretken çalışarak toplumsal gelişimin dinamosu olurlar. Liyakatsiz insanların gücünün kaynağı ise; cehalet ve çıkar ilişkisidir.Doğal olarak çok hızlı çoğalabilir ve toplumun; kurum ve kuruluşlara bakışını ve güvenini yok ederek , bilimsel ahlaki en kötüsü ise vicdani değerlerden uzaklaşmasına sebebiyet verirler.Toplumun en büyük ihtiyacı olan Adalet ve güven hissini yok ederek ,toplumu her türlü manipülasyona açık hale getirirler. Son söz “ Nisa Suresi 4/58 ayetin meali şöyledir: “Muhakkak ki Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emretmektedir. Allah size en güzel bir şekilde öğüt vermektedir! Şunu kesin olarak bilin ki Allah, her şeyi işitmektedir ve görmektedir.” (Nisa 4/58).
Nihat - Hocam harika tespit ve gündeme manidar bir makale olmuş yüreğinize kaleminize saglik
esfel-i sâfilînlerin adını herkes gibi bende biliyorum - Ağzına sağlık hocam sadece isimlerini yazmadığın bu soysuzları herkes biliyor da hiçkimse ses çıkarmıyor. “Eşeğin hatırı yoksa sahibinin hatırı var” deyip görmezden geliyorlar. Bu zavallı güruhta “böyle gelmiş böyle gider” zannediyorlar, bilmiyorlar ki “Allah yarına bırakır belki ama kimsenin ettiğini kimsenin yanına kar bırakmaz.” Çok şükür şafak attı gün doğmak üzere. Karlar eriyor. Hep birlikte göreceğiz ve yaşayacağız. Sabah ola hayrola. Hak şerleri hayr eyler, neylerse güzel eyler görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler. Umarım bu esfel-i sâfilînlerin yularını elinde tutanlar pislik üzerlerine sıçramadan bunların yularını bırakırlar.
Sabahattin Y - Harika yazı harika analiz kutlarım sayın hocam
İnsanda olmaması gereken her şeyi yazmışsın
Adam olanda olmayacakları yazmışsın
Toplumda ahkam keserek gezenlerde olmaması gerekenleri yazmışsın
Kalemine sağlık
İnşAllah herkes bu adam ve insan olmayanları görür pirim vermez
Selim sal - Memlekette adam mi kaldi tam bir kahtı rical yasaniyor.haram helal bilmeyen bir toplumda yetisen yöneticilerden ne bekliyorsunuz ki.biz neysek yöneticiler de o.
Mehmet yılmaz - Sevgili hocam.ülkemizin önemli devlet adamı ve siyasetçisi sn mahir ünalın memleketi elbistanda maalesef bu tür ahlaksızlıklar mevcut vede kimse dur demiyor.bu ahlaksızlar bu gücü yine siyasilerden alıyor.
Yazılan yorumlardan Elbistanın Sesi Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Elbistanın Sesi Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Elbistanın Sesi Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.